Uyuşturucuyla mücadelede STK ve dernekler rehabilitasyon hizmeti verebilir mi?



Sağlık Bakanlığı'nın hazırladığı yeni yönetmeliğe göre, uyuşturucuyla mücadelede yalnızca süzgeçten geçirilen kurumlarla işbirliği yapılacak. Sadece onaylı STK ve dernekler rehabilitasyon sürecinde görev alacak.

2018-2023 Uyuşturucu ile Mücadele Strateji Belgesi ve Eylem Planı için çalışmalar sürerken, Sağlık Bakanlığı'nca yeni bir uygulamanın hayata geçirileceği ortaya çıktı. Sağlık Bakanlığı'ndan onay almayan ve akredite olmayan sivil toplum kuruluşları ile derneklerin, uyuşturucu bağımlılığıyla mücadele için rehabilitasyon merkezi kurması, tedavi planlaması yapmasının önüne geçilecek. Uyuşturucuyla mücadelede faaliyet gösterecek dernek kurulması teşvik edilecek, uyuşturucuya karşı alanda faaliyet gösteren derneklerin çalışmaları İçişleri Bakanlığı'nca yakından izlenecek, onaylı kurumlar kamu kaynaklarından yararlanabilecek.

Uyuşturucuyla mücadele adı altında kurulan bazı sivil toplum kuruluşları (STK) ve derneklerin, bağımlılık tedavisi için binlerce lira alıp daha sonra ortadan kaybolduğu iddiaları TBMM Madde Bağımlılığını Araştırma Komisyonu'nda gündeme getirilmişti.

TBMM Madde Bağımlılığını Araştırma Komisyonu'nda konuşan MHP Antalya Milletvekili Ahmet Selim Yurdakul, STK ve derneklere dikkati çekerek, özetle şunları söyledi: "Buraya gelen herkes, tüm dernekler, STK'ler ve gruplar şunu söylüyor bize: 'Biz tedavi ediyoruz, başarımız çok iyi, yüzde 80'lerde, 70'lerde. İşte şu metodu uyguluyoruz, bunu uyguluyoruz.' Kesinlikle, bir bilim insanı olarak, karşıyım hepsine. Bir hastanın tedavisinin sorumlusu Sağlık Bakanlığı'dır. Sağlık Bakanı onay vermeden, akredite etmeden hangi dernek hangi yetkiyle bu işi yapıyor? Bunun bir kriteri yok mu? Akreditasyon kriterlerimiz yok mu? Tedavi de uyguluyorlar. Hatta ilaçlar, hatta başka şeyler... Burada dinleyince o kadar vahamete kapıldık ki. Rehabilitasyon da uygulayamaz çünkü 'uyuşturucu tedavisi' deyince, ben Bahar Projesi çerçevesindeki rehabilitasyonu tedavi içinde kabul ediyorum. Dolayısıyla hiç kimsenin, akredite olmamış ise yani Sağlık Bakanlığı onay vermemiş ise kendi alanında bunu uygulama imkanının olmaması gerekiyor çünkü çok kötüye kullanılabilir. İyi niyetle başlasa da hakikaten kişiye zarar verebilir. O zaman o bölgedeki il sağlık müdürlüğü ne yapacak? Hastanelerimiz, rehabilitasyon merkezleri niye kuruluyor, bu kadar masraf niye yapılıyor diye düşünüyorum. Bu konuya el atmak gerekiyor."

'İmza bekliyor'

Yurdakul'un derneklerin, akredite olmadan Sağlık Bakanlığı haricinde hiçbir STK'nın tedavi ve rehabilitasyon uygulamaması gerektiği sözlerine karşılık Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Elif Güler Kazancı, "Yeni çıkaracağımız yönetmeliğe bu konuyla ilgili maddeyi koyduk. Yeni yönetmeliğimizde BMK tarafından onaylanan ve akredite edilmiş BMK, Bağımlılıkla Mücadele Kurulumuz tarafından onaylanan ve süzgeçten geçirilmiş, gerçekten bu konuya hakim olabilecek STK'larla iş birliğini ve rehabilitasyonu da kamu kaynaklarıyla kamuda yapılması üzerine planladık yönetmeliğimizde. Yönetmeliğimiz hazır, Sayın Bakanımızın imzasını bekliyoruz" dedi.

'Bakanlık standart koyacak'

Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Ahmet Selim Yurdakul'un sorularına karşılık özetle şunları kaydetti:

"Rehabilitasyon, sosyal uyum, hele hele tedavi imkansız, yapamazlar, öyle bir hakları olamaz, rehabilitasyon da yapamazlar. Sadece yapılan rehabilitasyona katkı verebilirler. Yani çünkü bu kişilerin sosyalleşmesi de gerekiyor. Sosyal uyumu zaten rehabilitasyonun bir aşamasında başlatmak gerekiyor. Ama bu rehabilitasyon merkezleri, rehabilitasyon merkezlerinin akreditasyon sistematiğinin oluşturulması. Bu da var ama biz burada açıkça şunu getirmeliyiz... Yeşilay yapabilecek, belediyeler gerekirse yapabilecek ama Bakanlık standartlarını koyacak, yönetmeliğini yazacak. Özel sektöre yaptırmıyoruz şimdilik. İnsan kaynağımız yetersiz olduğu için özel sektör tarafına giremiyoruz. Şimdi bunlarla ilgilenenler şu ya da bu şekilde kaçan vakaları, kaybolan vakaları dikkate almıyorlar, tıpta 'drop out' dediğimiz. Diyor ki: 'Ben 30 kişiyle ilgilendim, 25'i içmiyor.' İyi de 100 kişiyle ilgilenmeye başlamıştı, 75'i kayboldu gitti, ona hiç bakmıyor o, yanında kalanı sayıyor, ayrılıp gideni kimsenin saydığı yok."

Konular