Prim Sorgulama

2016 yılında SSK ve Bağkur emeklileri memur emeklileri ne kadar zam ve destek primi alacak? Seyyanen zam için son olarak kesinleşen miktar ne kadar? İşte cevabı....

Asgari ücretteki artışın yanında emeklilerin de yüzünü güldürecek zam haberleri arka arkaya geldi. SSK ve Bağ - Kur emeklilerine 100 TL seyyanen zam konusu netleşti. Memur emeklileri de toplu sözleşme zammı ve enflasyon farkı alacaklar. Ucuz konut sağlamaya ve sosyal güvenlik destek primini kaldırmaya yönelik düzenlemeler de hayata geçtiğinde, emekli aylıklarının ciddi oranda artması söz konusu olacak. Kim ne kadar zam alacak?

Milliyet'te yer alan habere göre, SSK ve Bağ - Kur emeklilerine seyyanen 100 TL zam yapılması konusundaki düzenleme Meclis komisyonundan geçti. Ocak ayından itibaren SSK ve Bağ - Kur emeklilerine 100 TL zam yapılacak. Bu zam sonrası aylığı 1400 TL olan bir emeklinin aylığı ocakta 1500 TL olacak vetemmuz ayına kadar bu şekilde devam edecek. Temmuz ayında enflasyon farkı bu rakam üzerinden hesaplanacak ve maaşlara eklenecek. Enflasyon farkı netleşmedi SSK ve Bağ - Kur emeklilerine 2015 yılının ikinci altı ayında gerçekleşen enflasyon oranında da zam yapılacak. Aralık ayı enflasyon rakamı netleştiğinde ikinci altı aylık enflasyon oranı belli olacağı için bu oran doğrultusunda emeklilerin aylıklarında artış olacak. Enflasyon farkının maaşlara yansıması ile emeklinin aylığının enflasyona kurban gitmemesi sağlanacak. Özellikle asgari ücretteki artışın enflasyon üzerinde olumsuz etki yapması bekleniyor. Bu nedenle, söz konusu artıştan emeklilerin etkilenmemesi için 100 TL’lik seyyanen zam çok önemli.

MEMUR EMEKLİSİNİN DURUMU

Memur emeklileri ocak ayında toplu sözleşme çerçevesinde yüzde 6’lık zammı alacaklar. Bunun yanında, 2015 yılı enflasyon oranından kaynaklanan bir fark olursa bu da maaşlara yansıtılacak. Memurlardan emekli olmayı bekleyenler dilekçelerini bugün ve sonrasında verseler bile ocak ayında gerçekleşecek zamlardan faydalanabilecek. Destek primi kaldırılacak Emekli olduktan sonra çalışmaya devam edenleri ilgilendiren bir diğer konu ise sosyal güvenlik destek priminin kaldırılması. Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı eylem planında yer alan düzenlemeye göre emekli olduktan sonra Bağ - Kur kapsamında çalışmaya devam eden kişilerin maaşlarından yüzde 10 oranında yapılan sosyal güvenlik destek primi kesintisinin kaldırılacağı yer almıştı. Bu düzenleme hayata geçtiğinde emekli olduktan sonra örneğin mahallesinde emlakçılık yapan emeklilerin de maaşlarında ortalama 100 TL’lik bir artış söz konusu olacak.

Dolayısıyla, emekli maaşı yetmediği için çalışan emeklilerimiz bir nebze rahatlayacak. Aylık bağlama oranı sıkıntılı Bir ülkenin emeklisine verdiği değer, o ülkenin aslında ne derece sosyal devlet olduğunu da ortaya koymaktadır. Emekli maaşı ödenen süre ile prim yatırılan, yani çalışılan sürenin belirli bir oranı tutturması gerekmektedir. SGK 2015 yılının ilk 9 ayı itibarıyla toplam 156 milyar 272 milyon 366 bin TL emekli aylığı ödemiş durumda. Devlet katkısı hariç prim gelirleri ise 115 milyar 166 milyon 760 bin TL. Yani, prim gelirleri ile emekli aylıklarının yüzde 73.7’si karşılanabiliyor.

HASSAS DENGE

Sosyal güvenlik kurumları bütün dünyada açık verebilen kurumlardır. Açık verilmesi sosyal refah düzeyinin sağlandığı anlamına gelir. Çok hassas olan bu dengenin korunması çok önemlidir. 2003 yılında yüzde 59.1 olan prim gelirlerinin emekli aylıklarını ve sağlık ödemelerini karşılama oranı 2015 yılında son 12 yılın en üst seviyesinde. Dolayısıyla, sistemin dinamiklerinin düzelmeye başladığını söylemek mümkün. Tamamlayıcı emeklilik Küresel kriz sonrası bütün dünyada emeklilik yaşlarının artırıldığını gördük. Ülkemizde de 2008 sonrasında kademeli olarak emeklilik yaşı 65’e yükseltildi. Aylık bağlama oranında da geçmiş döneme göre düşüş söz konusu oldu. Bütün bu nedenlerle bugün çalışma yaşamında yer alan kişilerin geleceklerini güvence altına almak adına bireysel emeklilik sistemi gibi enstrümanları kullanmaları gerekiyor. Bunun yanına hükümet programına da giren tamamlayıcı emeklilik sistemleri eklenirse, emekli olunduğunda satın alma gücünün ve hayat standardının korunması sağlanabilir. Aksi takdirde, ne yazık ki, emeklilik dönemi hayatın son döneminin refah içinde geçtiği bir dönem olmayacaktır.